Bir Felaketin Sonuçlarına Rağmen Pozitif Bir Yaşam Tarzı Benimsemeye Çalışıyor: Tim Curry’nin LA’dan Tekerlekli Sandalyede Çekilen Son Fotoğrafları!
Tim Curry’in şanlı kariyeri ve benzersiz hayat hikayesi, onun çeşitli yeteneklerini ve dayanıklılığını yansıtır. 19 Nisan 1946’da İngiltere’nin Warrington kentindeki Grappenhall’da doğan Curry’nin ilk yılları, babasının sağlık sorunları nedeniyle Hong Kong’a taşınması ve ardından İngiltere’ye dönüşüyle damgalandı.
Tiyatroya karşı güçlü bir eğilimle yetiştirilen Curry, ailesinin tiyatro geçmişine rağmen, on yaşında Shakespeare oyununda oynayarak yeteneğini erken yaşta keşfetti.
Curry’nin eğitim yolculuğu onu drama okuduğu ve Patrick Barlow ile aynı evi paylaştığı Birmingham Üniversitesi’ne götürdü. Barlow, Curry’nin geceleri sergilediği etkileyici şarkı söyleme yeteneğinden övgüyle bahsetti.
Birmingham Repertory Theatre’a girişinin ilk başta reddedilmesiyle bir aksilik yaşasa da, Curry’nin Londra’ya taşınması, resmi oyunculuk deneyimi olmamasına rağmen, onu hızla ilk rolü olan müzikal “Hair”e kavuşturdu.
Curry’nin asıl çıkışı, “The Rocky Horror Show”da Dr. Frank-N-Furter’ı canlandırmasıyla oldu ve onu yıldızlığa taşıdı. Kariyeri, “Amadeus,” “My Favorite Year” gibi filmlerdeki roller ve diğerlerinin yanı sıra “It,” “Clue,” “Legend,” “Annie” ve “Home Alone 2: Lost in New York” filmlerindeki unutulmaz karakterleri de kapsayacak şekilde genişledi.
Curry, “The Wild Thornberrys,” “FernGully: The Last Rainforest,” “Peter Pan & the Pirates” ve “Star Wars: The Clone Wars” gibi yapımlarda seslendirme sanatçılığı da yaptı.
Çokça göz önünde olmasına rağmen Curry, özellikle ilişkileriyle ilgili olarak özel hayatını gizli tutmuştur. Evlenmediği ve çocuğu olmadığı bilinmektedir, bunun yerine kariyerine ve kişisel tutkularına odaklanmıştır.
2012 yılında felç geçiren Curry, karakteristik mizahı ve pozitifliği ile sürdürdüğü fiziksel ve konuşma terapisiyle uzun bir iyileşme sürecinden geçti.
Curry’nin tutkusu oyunculuğun ötesine uzanarak, özellikle Los Angeles’taki eski İspanyol sömürge tarzı villasında bahçeciliğe olan sevgisine de yansıdı. İlk bakışta harap olmuş bir durumda olmasına rağmen Curry, bahçesinin potansiyelinden etkilenmiş ve onu yemyeşil bir limana dönüştüren kapsamlı bir yenileme sürecine girişmişti. Bu, onun “ömürlük bahçesi” arzusunu yansıtıyordu.
Curry bu mülkü 2000 yılında satıp daha küçük bahçeli bir eve taşınmış olsa da, çok yönlü bir oyuncu ve derinlikli, yaratıcı bir insan olarak mirası silinmez.