Yıldız tozu saçılmış gibiydi sanki dünyaya gelişi. Henüz on adım atmamıştı hayata, ama mavi derinlikli gözleri, ipek misali saçları, anlamlı bakışı ve dolgun dudaklarıyla “dünyanın en güzel kızı” tacını çoktan takmıştı.

Véronika Loubry ile Patrick Blondeau’nun ayrılmış olsa da gözbebeği Thylane, Nisan 2001’de hayata merhaba dedi. Dört yaşında bile büyülü dokunuşlarıyla Jean Paul Gaultier’i etkisi altına alarak ilk podyum deneyimini yaşadı ve birbiri ardına gelen tekliflerle modellik dünyasının kapılarını araladı. 2010’da Vogue dergisindeki tartışmalı çekimiyle adından söz ettiren Thylane, genç kızların erken dönemde cinselleştirilmesi ve abartılı makyaj kullanımı üzerine büyük bir tartışmanın fitilini ateşledi. Bu fırtınaya rağmen Teen Vogue ve Jalouse gibi dergilerin kapak yıldızı oldu.

Modayla özdeşleşen ismi, zamanla tasarım dünyasına da adım attı. Eleven Paris için hazırladığı koleksiyonla yeteneklerini konuşturdu. Ardından gelen film teklifleri, ‘Belle et Sébastien’de rol almasını sağladı. Bir yıl sonra L’Oréal’in yüzü oldu ve L’Officiel dergisinin kapağını süsledi.

Geçtiğimiz günlerde sevgilisiyle Güney Fransa’da görüntülenen Thylane, çocukluğundan beri hayranlık uyandıran zarif vücuduyla göz kamaştırıyordu. Büyük bir tişört içinde rahatlıkla poz veren genç kadın, sevgilisinin yanında mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Çiftin el ele dolaştığı anlar objektiflere böyle yansıdı.

Şüphesiz, çocuk yaşta şöhret, iki yüzlü bir madalyon. Bir yandan kazanç ve fırsat kapıları açarken, diğer yandan psikolojik zorluklara gebe olabiliyor. Dengeyi korumak büyük önem taşıyor. Aile desteği, bu süreçte adeta bir koruyucu zırh görevi üstlenirken, bazen profesyonel yardım almak da kaçınılmaz olabiliyor.

Erken yaşta eleştiri oklarının hedefi haline gelmek, çocuk psikolojisinde derin izler bırakabiliyor. Bu nedenle, erken şöhretin getirdiği yükün bilincinde olmak ve gerekli önlemleri almak büyük önem taşıyor.

Nasıl buldunuz?